HOŞGELDİNİZ
Günümüz insanı hızla değişen teknoloji
ve çevre koşullarına bağlı olarak her geçen gün daha da zorlaşan hayat
koşullarında ruhsal bütünlüğünü bozmadan dış çevre ve toplumla uyumlu
bir halde yaşayabilmek için daha fazla çabaya ihtiyaç duyar. Ailenin her
bireyi toplum içinde belirli bir düzeyi yakalamak ve korumak adına
sürekli yarışa zorlanmaktadır.
Öte yandan, günlük hayatın stresi ve
yoğun temposu içinde ruh sağlığımızı ve çevreyle olan olumlu
ilişkilerimizi koruyup dengeli bir şekilde geliştirebilmemiz önem arz
etmektedir.
Sağlıkta, ama özellikle de ruh
sağlığında koruyucu, önleyici tedbirler çok önemlidir. Bireysel
faktörler ve eğitim, kültür, yetişme tarzı, aile bütünlüğü gibi diğer
etkenler gerek kişiliğin şekillenmesinde gerekse çevre ile sağlıklı
ilişkilerimizde önemli belirleyicilerdir.
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler
sayesinde artık birçok hastalık ve sorun daha kolay tedavi edilirken,
birçok alan ve durumda da daha sorun baş göstermeden aldığımız bilinçli
tedbirlerle ruhsal ve fiziksel açıdan sağlıklı ve mutlu bir hayat
sürdürebiliyoruz.
Davranışlarımızın nasıl sonuçlar
doğurduğunu, bazı davranışlarımız toplumda kabul, hatta teşvik görürken
bazı davranışlarımızın neden istenmeyen sonuçlar doğurduğunu algılayıp
sorgulayabildiğimiz oranda toplumla daha barışık eylemlerde bulunuruz.
Birey olarak kendi istek ve
ihtiyaçlarımızın ne oranda karşılanabildiği gerçeğine paralel arayışlara
gireriz. Bu arayışlarımıza cevap bulmamızda ve kendimiz ile toplumun
yararına üretken olmamızda ve de birey olarak toplumsal kişiliğimizin
gelişmesinde bulunduğumuz ortam ve toplumun kaynakları, bu kaynakların
ne şekilde paylaştırıldığı, toplum-çevre ilişkileri de belirleyici
faktörler arasında yerini almaktadırlar.
Genellikle birey toplumu değiştirmenin
ortam değiştirmekten çok daha zor ve ağır maliyeti olduğunun
bilincindedir. Buna rağmen bazıları bu zor maliyete katlanmayı göze alır
ve tüm yıpratıcı sonuçlarına katlanır. Bu süreçte başarılı olanlar ise
toplumların kaderini değiştiren liderlerdir. Onların başarıları
arkasındaki güç sadece dehaları değil, fakat durmadan, yılmadan,
inançlarını yitirmeden, kişisel menfaatlerini ön plana çıkarmadan ve
başka şekilde de yapamayacak olan kişiliklerinden kaynaklanmaktadır.
Günümüzde özellikle erkekler için
baskıcı toplumlarda bile çoğu kez bölgeler arası veya ülkeler arası
hareket (ekonomik gücüne bağlı olarak) daha kolay iken, kadınlar için
çoğu toplumlarda (parasal sorunu olmasa bile) böyle bir özgürlük söz
konusu bile değildir. Her şeye rağmen insanoğlunun aşamayacağı sorun
hemen hemen yok gibidir, yeter ki sorun üzerinde yeterince araştırıp,
önyargısıca ve özgürce sorgulayabilsin.
Toplumun genel çoğunluğuna hitap eden
dilde, imkânlarımız elverdiğince ve toplum yararına olarak (herhangi bir
hesap veya menfaat gözetmeksizin) psiko sosyal ihtiyaçlarımız ve
sorunlara ilişkin konularda güvenle okuyabileceğiniz, izleyebileceğiniz
konuları ve de küresel sosyal hizmet alanları ve konularında –özellikle
de sosyal hizmet ve sosyal refah alanlarında yol kat etmiş muasır
medeniyetlerdeki sosyal hizmet uygulamalarına ilişkin paylaşımlarımızı
sürdüreceğiz.
On yıldan uzun bir süre reklamsız ve okurlarımıza/üyelerimize hiç bir maliyet yüklemeden psikososyalhizmet.com üzerinden sürdürdüğümüz çalışmalarımızı Covid-19 nedeniyle maliyetlerine daha fazla katlanmak istemediğimiz hizmetlerimizi imkanlarımız elderdiğince buradan sürsürmeyi düşünüyoruz. İmkanlarımız elverdiğince çalışmalarımızdaki yüksek kalite ve niteliği korumaya çalışacağız. Lütfen görüş ve eleştirilerinizle sizler de katkılarınızı esirgemeyin. Imdat Artan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder